10 Mayıs 2015 Pazar

Değişik sözler

aşk mutluluğunu evlendirdikten sonra da sürdürebilseydik, dünya cennet olurdu. duygulu gönüller sevginin her türlüsü için duygulu değil mi? değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir. aşk gözle değil ruhla görülür. insan sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlar. ey aşk, güzel ve kısasın. aşk insanı birliğe, bencillik yalnızlığa götürür. yalnız akıllı bir insan sevmesini bilir. sevip de yitirmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir. aşk, coşku ve tutku olduktan sonra insan hiç sarsılmaz, bunlar olmayınca yaşam neye yarar kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır. hiç kimse uzun süre evli kalmadıkça gerçek aşkın ne olduğunu anlayamaz. aşk bir tablodur, onu doğa çizmiş ve hayal süslemiştir. tanrı kadınları erkekleri evcilleştirmek için yarattı. aşk iradenin ereğidir. her çeşit dışsal emir ve baskılardan çok usa uymak gerekir. iradenin ereği olan bu aşktan başlayıp tutkuda sona eren bir yaşam mutludur. bunlardan birini seçmem gerekirse aşkı üstün tutanlardanım. biz aşk karakteri ile doğarız. aşk ruhumuz yetkinleştikçe gelişir ve bizi güzel görünen şeye sürükler. bundan sonra artık bizim bu alemde sevmekten başka bir şey için var olduğumuzdan kim kuşkulanır? sevgi bizi zamanın yıkımından koruyan yıkılmaz bir kaledir geçici ya da keyif verici aşklar ki, bu oyuncular, kahpeler, arsızlık aşkları gibi şekillere ayrılır. az çok bir süresi fakat kısır aşklar ki, bunlar gözde aşklardır. yalnız bir çocuk doğurtan geçici aşklar ki, bunlar dölleyen aşklardır. karılar ve kocalar aşıkdır ki, bu iki tarafın isteği ile yıllarca sürer ve bir çok çocuk doğurtturur. fakat bunlar birbirleriyle yaşayıp yaşamamakta serbesttir. her erkek bütün kadınlara ve bir kadın bütün erkeklere sahiptir. yaşam belirtisinin kökeninde duygulanma; duygulanmanın da temeli aşktır erkeğin yaradılışında sevmek yoktu. ona aşkı öğreten kadındır sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir insanlara kendi akıllarına saygı duymaları ve cesur olmaları telkin edilmeli ve kendileri için arkasından koşması gereken hayallere gereksinimleri varsa, doğruluk, iyilik ve barış sevgisini benimsemeleri öğretilmelidir aşk kulübeyi altından bir saraya benzetir. aşk yaşamdır deriz, ancak umutsuz inançsız aşk ölümden beterdir. dinsel erdem, insanlığı sevmekle olanaklıdır. bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır tüm duygularımız ve tutkularımız rastlantı ve çıkarın eseridir ve bizim erdem, aşk, karşılık beklemezlik dediğimiz şeyler de hoşgörülerden başka bir şey değildir. aşk sahip olduklarımızın bizden alınması korkusudur. aşk duyuların bir hummasıdır. bir aşkı başka aşk söndürebilir. aşkta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akıllılık ve akılsızlık vardır. hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. insanın toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. aşkın yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adı verilen bir damla aldı. aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı. kadınların büyük tutkusu aşkı ilham etmektir. insanı aşkın güzellikleri yaşatır. aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır. güzeli sevmek mutluluktur güzeli farklı sevmek heyecandır. kızların erkeklerden tek farkı hormonlarının daha gelişmiş olmasıdır. her güzel anıda farklı heyecanlar saklıdır, her saklı anıda değişik farklı estanteler vardır. farklı olmak isteyen insanlar farklı hareketler göstererek kendini belli etmek ister. hepimiz farkında olmadan hayata atıldık, hayata atılırken farkımızı anlamadık! farklı heveslerin peşinden giden insanlar sadece farklılık arayanlardır. seni o kadar çok seviyorumki, ne kadar çok dersen, etrafına bak farkımızı anla bebeğim.. bir ilişkide farklı olmak diger ilişkilerden bir adım önde olmaktır. monoton bir birlektelikte farklılık olmalıdır. farkı ben yaşarım çünki ben herkezden farklıyım! fark aramaya gerek yok kalitem yeter aleme! tek farkım daha farklı olmam! ne farklı sevgiler yaşadım ne değişik sözler duydum hiç biri senin gibi aşkı anlatmadı bana! senin için ağlarken gözümden düşen yaşlar denize dökülseydi eğer, karaya vuran dalgalar “seni seviyorum” yazardı. iki damla gözyaşı düştü gülüme, sonra kurudu tuzu kaldı geriye, denizleri aşıp aşkıma yol aldı bir umutla yeşerip tekrar açacak diye. ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, ve sevgiline hasret kaldığın kadar yakınsın. unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.. yeşile inat ağaç hala yeşermekte, geceye inat gün hala ağarmakta, ben ise sana inat seni hala sevmekteyim inat bu ya seni hep seveceğim.. aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken, bir sönük yıldıza benzerdi güneş yanımda sen varken. bu gece bir yıldız tut, ben bu yıldız kadar uzağında olsam bile, sevgim heran yanıbaşında!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.